30 Ekim 2012 Salı

İğneada.. Türkiyenin en değerli longoz ormanlarının olduğu yer..

İğneadaya bir değil iki adet santral yapmak düşüncesine gafletine düşülmüş maalesef. Biri termik, diğeri nükleer santral. Trakyanın yegane güzelliği ve incisi İğnedayı mahvetmek için başka bir yöntem bulunamazdı herhalde.. Bu konuda blogcu arkadaşımızın detaylı bir paylaşımı var, lütfen bir bakın ve siz de katılın.. ("Vazgeçmek mümkünmü" başlığı altında)

http://asortik-krep.blogspot.com/

6 Eylül 2012 Perşembe

6 ay geçmiş bebeği veya ufak çocuğu olan arkadaşlar..

Yavrunuzun gıdalara alerjisi varsa, doğal organik elma, domates, yumurta vs. ihtiyacınız varsa bulamıyosanız ve bu organik ürünler konusunda titizseniz eğer, yakında İstanbula geleceğim getirebilirim isterseniz eğer.

28 Ağustos 2012 Salı

ALDANMANIN BÖYLESİ...!!

Bir sevda, bir sevgi düşünün çok büyük.. Ve bu sevda 18li yaşların, gençliğin toyluğunda yaşanmıyor, 40 yaşında bulunan bir sevda. Gerçek sanılan, hayatta hiç vermediğiniz veremeyeceğiniz ödünleri verdiğiniz, sırf onunla olmak, onunla bu hayatı tamamlamak adına akıl almaz zorluklara ve berbatlıklara katlandığınız bir sevda bir aşk olsun bu.. Öl dese öleceğiniz, o olmasa nefes alamayacağınızı, o olmazsa bu hayatı bir ot gibi yaşayacağınızı düşündüğünüz bir büyük sevgi.. Kendi yüreğinizde bunun gerçek olduğunun ispatı 5 sene sonra bile aynı heyecanla tutkuyla bağlı kalmak olsun.. Karşınızdakinde de böyle olduğunu sanma aptallığında olun birde. Üstelik akıl almaz hataları yapan o olsun, siz ise sabırla gönül gözü görsün, empati yapsın ve güzel temiz bir birlikteliğe ilerleyelim diye düşünen aptal olun..ben gibi.

5sene sonra tüm nankörlük ve vefasızlığıyla sizi bıraksın, bıraktığı gibi sizi hiç tanıyamış olsun ve yapamayacağınız şeyleri sizden kötülük olarak beklesin..çünkü korkuyor, çünkü hak ettiğini biliyor, akrabasıyla bile yatan bir adamla yaşamış ona kocam diyebilmiş berbat bir mazisi var.

Kötülük yapmak bir tarafa, ben ki sırf onun adı çıkmasın, şüpheler üzerinde olmasın diye sevdiğimle birleştim evleniyorum diye yalan bir post yazıyorum, sırf bana kötülük yapan kadın rezil olmasın adı çıkmasın diye.

Dün öğreniyorum ki sırf kuruntuları ve kendi içindeki korkularını gerçek sanıp benden umarak beni şikayet etmiş, bu gün ifade verdim.... Kocası ile barışmış ve kafa kafa vermişler şikayet konusu ve dilekçesi hazırlamışlar..hale bakın ya..lanet olsun..bebeğiyle sokağa atan, aldatan adam bu..Allahım ben nasıl bir hata yapmışım insan sanmakla, gözünü açmaya, onurlu gururlu biri yapmaya kalkmakla...

Vay canına...............uğrunda öleceğim, uğrunda herşeyi hiç ettiğim kadınla gelinen noktaya bakın.. Üstelik hayatı boyunca yaşadığı kocası tarafından HİÇ edilmiş bir kadın, rezil edilmiş bir kadın bu, kocasının önüne gelenle aldattığı bildiği halde bunu umursamayacak kadar aciz olmuş bir kadın. Çevresindeki her iğrençliği normal bilecek kadar zavallı..bense gözünü açmaya çalışan, emek veren bir salak.

İnsan nasıl bir daha güvensin, nasıl bir daha düzgün birşey yaşasın..... Hep derim hayatın bir rezilliği yok, hayatı rezil edenler insanlar. Ayrılalı 2,5 sene oldu, bana hayatımın alçaklığını ve kötülüğünü yaptığı halde ben adı çıkmasın diye bunu yaptım, ve kötülük yapmadım herkesten sakladım bugüne kadar.

Kendi blogunda hep yayınlardı resimleri..Şimdi şeytan diyor koy resmini, yaz bir post, işte benim senelerdir aptal aptal negatif postlar yazmama neden olan, 2,5 senedir hayata küsmeme, hayatta bir çok şeye olan inancımı ve güvenimi sarsan, insan sandığım inandığım güvendiğim kadın işte bu de. Bu kadar canımı yakan insan canı yakılmayı hak ediyor, bu erkek adama yakışmaz biliyorum, zira bu güne kadar çoktan bunu yapardım fakat kötülüğün ve saçmalığında bir haddi hududu var!!! İnsanın canından çok sevdiği birine yıllar sonra Allah seni kahretsin demesi ne acaip, ne acı..ne aptal ne saçma bir dünya bu. Allahım "insan"larla karşılaştır ne olur.

19 Ağustos 2012 Pazar

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN ARKADAŞLAR..

Bir bayramda daha birlikteyiz. Sanırım 5-6 sene oldu blog dünyasına gireli, çok değerli insanlar tanıdım, dostluklar kurdum.. Bir dönem birçok arkadaş gibi bende yazmadım, hoş eskisi gibi yazamıyorum, birçok arkadaşda bıraktı yazmayı, umarım yine başlarlar. Ben seyrekte olsa gelip gidiyorum dostları ziyarete..

Bu 5-6 sene içinde birçoğumuzun hayatında neler neler yaşandı kimbilir.. sevinçler hep var olsun, kötü günler yaşayanlar olduysa ve varsa dilerim bitsin ve hayatlar normale dönsün.. Çok şükür benimki normale dönmeye başladı, dibin dibini gördüm desem yeridir.:)

Hepinizin Bayramını Kutluyorum değerli dostlar, hayatından sağlık, huzur, mutluluk eksik olmasın, Allah hep doğru insanlarla karşılaştırsın, içteki huzuru hiç eksik etmesin, insan olabilmenin ayrıcalığı ile yaşayalım.

Sevgiler Selamlar..

Bu güzel günde ben de bu 2 güzelliği paylaşmak istedim, küçük oğlumun dostları.:)

14 Temmuz 2012 Cumartesi

ADSIZ KİŞİLİK,SİZ...

Arkadaşlar hani hayatın içinde hep bir densiz bulurya insanı, rahat batan, birilerine bulaşma ihtiyacında olan..işte beni yine buldu böyle biri.. Aşağıdaki çocuklarımla tatile çıktığım yazının yorumlarında adsız yorumlar yazmış zavallı kişilik..

Şşş adsız, adın soyun sopun belliki oldukça silik ve yok.. Yusufla arkadaşmısın sen, bir yerlerinden yusuf sesimi geliyor?! Blogunla, kimliğinle yazsana.. Yaz ki nesin, nasıl bir zavalısın, nasıl bir rahat batması içindesin bu yorumları bloguma gelip yazıyorsun. 5 yaşında çocuğun olduğunu yazmışsın, git babalık yap, Allah bağışlasın yavrunu, sana benzetmesin..

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Ege turuna Fethiyeden başladık çocuklarımla..


Geçen sene siz dostlara danışmıştım ege turunda nerelere uğrayayım diye, oldukça faydasını görmüştüm, bu sefer geziye çıkmadan yazma ve sizlere danışma fırsatı bulamadım. Şu an 3 gündür Fethiye, ölüdenizdeyiz, doğrusu fotolarda veya tv de görüldüğü kadar abartıli gelmedi bana. Deniz genelde birden derinleşiyor çoğu yerde, kum yok kıyı ve denizin içi taşlık. Ölüdenize yaklaşmak ne mümkün her cm.ni işgal etmişler, kabinde 90milyon fiyat çekiyorlar, oda değil dikakt edin karavan kabin! Ölüdenizi oluşumun adı biliyordum, ölüdeniz belediyesi de varmış meğer..burda kenarlardaki minyatür otellerde kişi başı oda kahvaltı 50-50TL. diyorlar fakat çoğu boş pazarlık geçerli.
Kayaköy, ve gemiler koyuna gittik..ufak bir koy, ve yine kıyısı, denizin içi taşlık, fakat su güzel. Jetski ye bindik çocuklarla, çok zevkli. Babadağ da paraşütle atlamayı düşünüyorum ama biraz düşünmem gerek!:)

Bu gün gemi turuna çıktık, oldukça güzel vakit geçti, 6tane koy gezdirdiler ve sonuncunda insanlar o kadar denize doyduki çoğu girmedi. Yarın şu ünlü saklıkent ve yaka parka gideceğiz..sanırım başka güzel yer yoktur atladığımız..varsa önerinizi bekliyorum.

Ve burdan sonraki, göcek, dalyan, marmaris, bodrum gibi yerler de şuraya da uğra diyeceğiz yerleri bekliyorum. Sevgiler saygılar..

28 Haziran 2012 Perşembe

İÇİMİ DÖKÜYORUM..


Eskiden çok yazardım, yazmaya çalışırdım daha doğrusu kendi çapımda yazmaya çalışırdım..çoktandır yazamıyorum. Bir çok şeye inancımı sarsan, tüm ezberimi bozan bir olaydan sonra.. Kadın erkek ilişkileri üzerine yazardım, sevgi üzerine, aşk üzerine, her şeyin insan gibi olmasını savunurdum.. 2,5 senedir herşeyden elimi çektim, hala öyleyim, hayatı izliyorum bir kenardan..

Herşeyin nasıl bu kadar çivisi çıkmış anlayamıyorum..insan nasıl böyle olur anlayamıyorum.. Bir erkek herşeyiyle ona bağlı seven nerdeyse kusursuz bir eşi nasıl aldatır.. Bir kadın kendini bir çok kadınla aldatan bir adamı nasıl sevebilir, onunla nasıl yaşabilir, ona nasıl katabilir katılabilir..nasıl sarılabilir, nasıl bir insan olabilir, ne biçim bir karaktersizlik bu..midem bulanıyor.

Hafta sonu Tekirdağda bir arkadaşın yazlığındayız, arkadaşa birisi bir bayanın telefonunu vermiş onunla konuşuyor önce, sonra buraya gelsenize diyor, o bayan tamam kuzenimide alıp gelirim diyor, o teli veren yaşlı adamla, gece 1,de 1,5 saatlik uzaklıktan geliyorlar..hiç sevmediğim bir basitlik..arkadaşım için katlanıyorum.. Rakı falan açıyorlar, ben içmem sadece kenarda oturuyorum, izliyorum ortamın yalanlarını, ikiyüzlülüğünü.. 5,e kadar oturuyorlar, çıkmadan bir süre önce arkadaşım o bayana gel biraz konuşalım deyip havuza doğru gidiyorlar site içindeki. Sonradan gidince arkadaş öptüğünü çok rahat biri olduğunu söylüyor.. Allah şahidim içim buruluyor, 15 yaşında bir oğlu var onu annesine bırakıp geliyor bu hanım, gece 5 de tanımadığı erkeklerle...nasıl bir yürek..

İnsan seçmekten arkadaşşız kaldım zaten, kim ne yaparsa karışmıyorum..acı bir şekilde anladım, hayatın her türlü güzelliği ve iğrençliği insanın kendi tercihi..

Ben pek konuşmuyorum, fakat bir yerde söylediğim bir şey hoşuna giden kuzeni ertesi gün telefonumu istiyor, o hanım şaşırıyor bunu yapacak rahatlıkta değilmiş kuzeni, arkadaşımdan istiyor telefonumu, arkadaşımda bana soruyor, hayır diyorum..hepsi şaşırmış..ben de şaşırmalarına şaşırıyorum.. Hiç bir anlamı olmayan birşey yaşamadım yaşamam diyorum.. Düşünüyorum. benmi aptalım, dünyamı artık böyle.. Fazladan bir kadın bir  erkek için ne kadar kar olabilirki, anlamsız, duygusuz..hayvanda bile duygu var..

Acı bir gülümseme de beliriyor yüzümde..2,5 sene önce canımdan çok sevdiğim kadın benim kadın düşkünü olduğumu söylüyordu, sırf burda yazıyorum diye, üstelik kendisi evliliğinde ilk yıldan beri aldatılan, kadın düşkünü bir tarafından yıllarca aldatılan bir kadınken.. Burdan, blogdan bir hanımda benim için..kadınlara yavşıyor demiş, hiç erkek arkadaşı yok demiş, neyi ne kadar biliyorsa uzaktan... Twitte bakıyorum da erkek bir bloger var, önce sizli bizli başlıyor konuşmaya, 2-3 günde kanka oluyor, listesi sırf kadın ve kendiside orda..bu kadar kör nasıl olunuyor, ne yazık yürekler bunlar..

İşte burdan yazıyorum..ben nerdeyse 5-6 senedir blogdayım,  bir bayan ona yanaşmaya çalıştığımı söylesin, o blogcu bayanın tabiriyle yavşamaya çalıştığım söylesin..ne kötü bir söz, nasıl bir kul hakkı.. Ben nerdeyimm, bunlar nerde..

Dünya ve gidişatı için mi üzülmeliyim, kendim içinmi bilemiyorum..ama vicdanım rahat bunu biliyorum..

Yalansız olmalı, riyasız olmalı, vefalı olmalı, insanın ruhunu gerçekler okşamalı yalanlar değil, emin olunmalı, ruhunu ve bedeni başkalarının bedeninde gezen eller değil, kalbiyle herşeyiyle ona ait eller okşamalı, yalansız olmalı kalbe giden hisler, gerçek olmalı...ama herşey tercih..insan gibi olanını nasip et Allahım..

16 Haziran 2012 Cumartesi

BURAYA DENİZE GİTMENİN ZAMANI YAKLAŞIYOR





Arkamda görünen Bulgaristan köyü..İğneada ve hele Beğendik oldukça uzun plajıyla güzel ve enteresan bir yer.. Deniz hala soğukmuş ama bir haftaya kadar daha rahat girilmeye başlanır sanırım.:)

13 Haziran 2012 Çarşamba

GÖZLERİNİN HASTASIYIM.:)

Doğal yaşamı severim, birazda içindeyim ama bu kadarı biraz fazla oldu sanırım.:) Bu güzellik yattığım odanın tam üstünde yuva yapmış, bir aralıktan girip.:) Yavrusuna yiyecek taşıyor sürekli o yüzden müdahele etmiyorum, fakat gece çatır çutur çok ses yapıyor, malum gece çalıştığı için.:)

Arasıra tam bu dala geliyor ve ilk işi içeri bana bakmak oluyor, bakışıyoruz bir süre, ben başımı aşağı oynatıyorum, o da bir aşağı bir yukarı kaldırıyor başını, ayağa kalkarsam anında kaçıyor.:)
Baykuşla bakışmak da bir başka.:)

5 Haziran 2012 Salı

SICAKLAR BAŞLADII..

Sıcakların başlamasıyla şekilde görüldüğü gibi gölgeye de kaçışlar başladı.:)
Paşa ve kızkardeşi Prenses çok uykucu oldu çıktılar.:) Tavuklara birşey demiyorum zaten.:)

29 Mayıs 2012 Salı

DUT ZAMANI..

Dutlar olmaya başladı artık. Bahçede 3 tane dut ağacı var ve ben bu günleri sabırsızlıkla bekliyordum. Sabah erken kalktığımda geceden buz gibi olan ve üstüne çiğ düşmüş dutları yemek bir başka zevkli. Ama tavuklarda bekliyormuş meğer.:) Ağacın dalına çıkıp ordan yiyorlar, altına düşmesini beklemiyorlar:) Fakat öyle gözüküyorki zaten %100 organik olan yumurtalar şimdiden sonra daha bir güzel olacaklar:) Ağacın altında bir de Paşa görünüyor, aşağıda gelincikle poz veren prensesin kardeşi olur kendileri:)

26 Mayıs 2012 Cumartesi

HAYDİ VUR KENDİNİ DAĞLARA ÇAYIRLARA..

Burası Beğendik diye bir yer, beğenmemek mümkünmü? Kaçışsa eğer herşeyden amaç, işte kaçılacak yer! İstediğin kadar "seviyor, sevmiyor" yapabilirsin burda papatyalardan, yalandan da olsa. Ama bence böyle yapıp bu güzelliğin canını yakmaktansa arasına katılmak en güzeli.

24 Mayıs 2012 Perşembe

KOCA BAHÇEDE BİR TANE NAZLI GELİNCİK..

Gelincikleri çok severmiş sevgili Vişnap, onun için bir kaç poz çektim, fakat bizim prenses kıskandı o da katıldı bu resime.:) Tıklayın büyüsün:)

13 Mayıs 2012 Pazar

BAHAR GELSİN..ÇİÇEKLER ANNELERE GİTSİN..

Bahar geldi normalde doğaya..yüreklere de baharlar gelsin.. Bunu daha öncede demiştim, bilmiyordum pisliklerden arınmak, yorgunluklardan kurtulmak, çiçekleri açtırmak sandığımdan daha zor oluyormuş.

Sevgili anneler, doğuştan anne yüreği taşıyan tüm güzel yürekli hanımlar..tüm bu çiçekler sizlere..
ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN..

10 Mayıs 2012 Perşembe

HAYAT DEVAM ETMEYE ÇALIŞIYOR..


Öncelikle Sevil hanım ve Derya hanım sizlere teşekkür ediyorum yokluğumda merak edip sormuşsunuz. Çok sağolun.

Boşanma, iflas, herşeyin ters gitmesi yıkmadı ama ne aptal ne sersem duygusalın biriysem bir büyük aşk yerle bir etti. Nasıl büyük hayallerin içine girdiysem tuzla buz olduklarında hayatın dışında bir yerde kalmış gibi oldum. Olmamalı.. Kimse bu kadar sersem olmamalı aslında. Kendime kızıyorum.

Zira hep güçlü biri oldum, düşeni kaldırdım, çok şeyle baş etim, ama bunla baş etmem çok zor oldu.
İnsan neye inanacağını, güveneceğini şaşırıyor, anlamlar anlamsızlaşıyor. Güzel gördüğün çok şey güzel gelmez oluyor, ve bunu güvendiğin, umutlarını bağladığın, inandığın biri yapıyor. Bir erkeğe bu sersemlik yakışmıyor, zayıflık gibi geliyor bana bu kadar olmak. İşin ilgiç yanı buna benzer bir yıkımı yaşayan kimseye inanamayan güvenemeyen biri bunu yapıyor..inanmayı ve güvenmesi için elinden gelen herşeyi yıllar boyunca ona yapan birine yapıyor. Çok alçakça..sonrası ölesiye sevgiden ölesiye nefrete dönüşen birşey..sonrası herşeyin anlamsızlaşması..emeğin, sevginin, güvenin..umudun...

Devam etmeye çalışan hayatın içindeyim..merak eden etmeyen, yorum yapan arkadaşlara teşekkür ediyorum. Dilerim sizlerin hepinizin hayatında herşey yolundadır. Hayatın içinde daha fazla olabildiğimde burda sizlerle olmaya çalışacağım. Mutluluk diliyorum hepinize..

14 Şubat 2012 Salı

Şems-i Tebrizi'nin güzel sözleri..


Şems-i Tebrizi ile tanışmam çok geç oldu, çok daha eskiden tanımış, yani okumuş olsaydım eminim daha derin izler bırakırdı hayatımda. Bazen tepkili  kavgacı alttan almayan halleri, bazen sonsuz şefkatini çok sevdim.. .Yaradanı sevmesini çok sevdim....

*Bazen arkasına dönüp bakması gerekir insanın; Nerden geldiğini unutmaması için...

*Ey insan! Kaf dağı kadar yüksekte olsan da; Kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma!.. Herşeyin bir hesabı var; Üzdüğün kadar üzülürsün.

*Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın.

*"Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

*Ne de olsa biz mahzun bir Peygamberin ümmeti değil miyiz? Hüzün taze tutar aşk yarasını.     Yaramdan da hoşum, yârimden de…

*Sen ol da; ister yâr' ol, ister 'yara'; lütfun da başım üstüne, kahrın da

*Kapımıza değil; Kalbimize vuran buyursun!

*Sevmek bu kadar güzelse, Kim bilir sevmeyi yaratan ne kadar güzeldir..

*Ey Gönül!Şimdi sorarım sana,hangi aşk daha büyüktür? Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?

***Bir gül kadar güzel ol; ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir söz söyle ki ya yaşat ya da öldür; Ama asla yaralı bırakma!

14 Ocak 2012 Cumartesi

BU GÜN DOĞUM GÜNÜM..


Yaşlılara sorulduğunda der ya hani nasıl geçti hiç anlamadım diye, gerçekten öyle, nasıl geçtiğini anlamıyor insan. Bu gün 46 yaşına girdim.. Vay canına.. İyi ama gerçekten bir şey anlamadım. Hayatım hep birşeyleri ertelemekle geçti, son 7 sene derseniz en berbat geçen dönemdi, rabbim beterinden korusun. Hele iki sene önce doğum günümde söylenmiş bir söz böylesi bir günün içine unutulmaz bir acı da bıraktı benim için...

 Bu son 7 senenin çok fazla yoruculuğu oldu, fena yıprattı..daha yeni yeni sıyrılıyorum bazı şeylerden, inşallah bugünden sonra rabbim bazı şeyleri değiştirir, bir dönüm noktası olur..

Bu gün için sağlık dışında tek dileğim Allah hepimizin gönlündekini nasip etsin.

11 Ocak 2012 Çarşamba

AH GÜZEL ÜLKEM VAH GÜZEL ÜLKEM..

Yerleştiğim bu yerde bazı sıkıntılar var, bunlar birikince bu gün harekete geçtim ve işte olanlar.

Buranın Uzman(!) doktoru oldukça yaşlı biri ve aslında emekli olmanı zamanı gelmişte geçiyor bence. Gelen herkese tüm reçete dolusu ilaç yazmayı marifet sayıyor ve yanlış teşhisler koyuyor. Hemşire deseniz kan almayı beceremiyor her iki koluda delerek iğne ile içinde geziyor damar bulmak için!! Bu yanlış teşhis benim de başıma geldi. Hiç alakasız bir teşhis koyup ikisi antibiyotik üç ilaç yazdı, ki kronik böbrek yetmezliği rahatsızlığım olduğunu söylediğim halde. Güvenmeyip Hastahane doktoruna gittim, doğru teşhiş koyarak sadece bir ilaçla iyileştim. Burda şırınga ile kan alınıyor, lastik eldivenle kol bağlanmaya çalışılıyor. Bugün İl Sağlık Müdürüne gittim doktorun o yazdığı reçeteyle. İki ilacın birden böbrek hastasına kesinle yazmaması gerektiğini teyit etti fakat yapabileceği birşey olmadığını söyledi. Sadece şırıngayla kan alma ve bağlama konusunda not aldı. Çok sıcak ve ilgiliydi ama yetkisiz olması çok acı geldi bana, ve saçma. Kimbilir kaç yaşlı insan boşa yazılan ilaçların ve yanlış teşhislerin sıkıntısını yaşayacak burda!


Kasabanın içinde birçok doğal kaynak var ve belediye kanalizasyonunu bu sulardan oluşan dereye bırakıyor. Bu dere aşağılarda rengi bulanıklaşmış hale geliyor kanalizasyonla..Ve bu derenin geçtiği aşağı köylerdeki çiftçiler ve seralar bu suyu kullanıyor! Burdaki ürünleri sağlıklı olduğunu kim söyleyebilir?? Zarar vermeyeceğini kim söyleyebilir?? Bunun için de İlde bulunan Çevre İl Müdürlüğüne gittim.. Burdaki netice daha acıydı. Neymiş efendim 2017 yılına kadar süre tanınımış belediyelere arıtma tesisi yapması için, o tarihe kadar hiçbirşey yapamazlarmış. Müdüre "ama seralar sulanıyor, bahçeler sulanıyor" dedim, ne dedi biliyormusunu?? "seralarını oraya kurmasınlar o zaman" dedi çıktı işin içinden! Kızdım sinirlendim yuh dedim başka birşey diyemedim!
Simsiyah pis akan ufak bir dereciği google earth,dan gösterdim..haberi bile yoktu, hiç değilse bunu not alıp bir bakalım dedi..!

Buraya yakın bir köy var, yolunda bir kısım yer sürekli gizli buzlanma yapıyor. daha geçen ay boş yere iki çocuk annesi bir kadın aynı yerdeki bir kazada hayatını kaybetti! Burdaki bir açılışa milletvekili ve vali geldi..köyün muhtarını buldum tam zamanı gelin konuşalım dedim, muhtar gerek yok ödeneği ayrıldı yapılacak dedi..hala gelen giden yok..geçenlerde yine kaza olmuş..! daha kaç insanın ölmesi lazım acaba.!

Bunlar için İlçenin Kaymakamına gittim, hazretleri makamına bile kabul etmeyip yazı işleri müdürüne yönlendirdi, o kadar çok işi havale etmişki bir süre dinleyip siz bir kağıda yazıp getirin dedi! Altı üstü Kaymakamsın ya, sana da vatandaş ulaşamazsa daha ne yapsın? Buranın insanı Ülkenin bu bölümünde kaymakama bebek katilinin pislikleri gibi dayak atmak bir tarafa saygıda kusur etmiyor üstelik..!!

Bu yeteneksiz, etkisiz, düşüncesiz insanlardan nefret ediyorum ya!! Bu Ülke bu tür insanların çokluğu ve hak etmedikleri yerlerde oldukları için düzelmiyor! Az önce Başbakalnlığa bağlı Bimer diye bir bölüme netten uzun bir dilekçe yazdım, ilgileneceklermi bakalım..burdan paylaşırım..

Bazı şeyler ne kadar zor düzeliyor bu Ülkede..! Çok yazıkk...

5 Ocak 2012 Perşembe

DOĞAL VE ORGANİK BİR YAŞAMMI DEDİNİZ..BUYURUN O ZAMAN.:)

Siz dostlarla bir günümü paylaşmak istedim. Her ne kadar yalnızlık biraz canımı sıksa da birçok şeyin temiz ve sağlıklı olması güzel..bir de dağılan kafamı ve hayatımı toparlama süreci diyorum zevk almaya çalışıyorum.

Sabah 8 gibi kalkıyorum, tam o sırada biraz yükselen güneş soldan vuruyor ve çok güzel bir renk oluyor bahçede.. 1 dönümden fazla (1140m2) bahçeli ve tek katlı çatılı bir yer evinde yaşıyorum. Gece çok soğuk olduğu için sabah bahçe bembeyaz kıra tutmuş oluyor, güneşin vurduğu yer hemen çözülüyor ama tam gölge kadar olan yer bembeyaz kalıyor ve çok hoş görüntü oluşuyor.

Organik yumurta için yaz sonunda 3 tavuk almıştım ilk onları salıyorum, sonra köpeklerin yemeklerini hazırlayıp yavruları salıyorum, ayaklarıma dolanmalarını görmelisiniz.:) Bu mazlum, aramız çok iyi.:)


Sonra bana sıra geliyor.:) Burası yaklaşık 2500 nüfuslu bir kasaba ama hep köy diye anılıyor. Meydana inip odun ateşinde pişen ekmeklerden alıyorum eve çıkıyorum, bu arada köyün içinde bulunan bir sürü kaynak sularından bidonuda dolduruyorum. Klorsuz su istediğim için bu ufak zahmete değiyor tabiki. Köyün 1Km kadar dışına çıkıp topladığım kuş burnundan bir bitki çayı veya normal çay hazırlıyorum odun sobasının üstünde.

Bu arada köylü teyzelerden aldığım tereyağı güneşin önüne koyuyorum biraz yumuşaması için. Tavukların yumurtasından da bir tane suya koyup kayısı kıvamına gelen kadar kaynatıyorum.  Taptaze.:)


Oturduğum odada bulunan bir kuzine soba ile ısınmayı sağlıyorum. 1 ay önce 1,5 odun alıp bir de güzel hepsini baltayla kırarak odunluğa yerleştirmiştim, onlarla sobayı yakarak içeriyi bir güzel ısıtıyorum, e üstünde ekmek kızartılıp tereyağ sürülmeden olurmu hiç.:) Hakiki orman balını, Keçi ve koyun karışık peyniri de çıkarıyorum sofra hazırlanmış oluyor.

İşte Çırağan.:) Herşey salaş ama çok doğal.:)

Az önce burdaki su değirmeninde çekilmiş mısır unu aldım, kuzine sobanın fırınında ne yapsam ne dersiniz.:)

Yazın bir ihtimal büyük oğlumun eğitimi için İstanbul Büyükçekmece tarafına döneceğim, ya da kısmetse Egede bir keşif sonrası yaşayacağım yeri seçeceğim.. Yaza kadar burda iyi bir kafa dinlenir ne dersiniz.:)

1 Ocak 2012 Pazar

MUTLU HUZURLU YILLAR DİLİYORUM HEPİNİZE..


2012'nin ilk günü bu gün, her yeni yılda olduğu gibi bu yılda tüm dileklerin en güzellerini diliyoruz birbirimiz için ve çevremizde sevdiklerimiz için. Bunca yıl dilediklerimin çoğu olmadı ama olsun bıkmadan uzanmadan herşeyin en iyisini kendimiz sevdiklerimiz, ve burdaki tüm değerli dostlarımız için istemeye devam..

Kimin en çok ne isteği eksiği varsa, inşallah çok uzun sürmeden en kısa zamanda ondan başlayarak hepsi gerçekleşir. Aşk isteyen için aşk, sağlık isteyenler için sağlık, ailesinde ve hayatında huzur isteyene huzur, borcu olana para, işinde başarı isteyene başarı, kısaca rabbim herkesin gönlüne göre versin.

2012'ye bir türlü arınamadığım ağırlıklardan arınarak hayata devam bu sene ve sonrası. Son yedi yılı kelimenin tam anlamıyla kış olan herşeyin artık yaz olmasun ve resimle birlikte yeni bir MAVİ TUTKU olsun. Amin.:) Resim yazın ki turda Bozcaada kalesinden.:)