23 Haziran 2011 Perşembe

EGE TURUNDA GİDİLECEK YERLER KONUSUNDA TAVSİYESİ OLAN VARMI ARKADAŞLAR


Allahın izniyle Temmuz başında 2 oğlumla süresi açık bir Ege turu yapmayı düşünüyorum. Aklımda sırasıyla Saroz'a uğrayıp, Gökçeada, Bozcaada, Asos, Akçay, Ayvalık, Cunda, Dikili, Foça, Urla, Karaburun, Çeşme, Selçuk, Kuşadası, Yenihisar, Milas, Bodrum, Gökova, Marmaris, Datça, Dalaman, ve Fethiye,ye kadar olan güzergah var..muhakkak şuraya da uğrayın, görün diyeceğiniz yerler varmı arkadaşlar?

MİMLER

Nani mimlemişti beni, biraz geciktim affetsin..şimdi geliyor cevaplar.:) Mimin konusu, çocukken var olan hayaller düşünceler üzerine..

Ben çocukken de şimdi olduğu gibi fazla duygusalmışım. Doğayı kendimi bildim bileli çok sevdim ve her sıkıntımda bana iyi geldi..ormanlara girer kaybolurdum. Z.Burnunda geçti çocukluğum. Bir çam ağacım vardı, hep aynı yüksek dalına çıkar hayaller kurardım, geçen trenleri seyrederdim. Neden bilmiyorum raylarda yürümesini de çok severdim.

Bir çizgi romandan etkilenmiştim sanırım. Parmağını şıklatıp istediğini söyleyince oluyordu. Bir süre bu oyunu oynadım. Çok şıklattım parmağımı ama hiç bir şey olmadı tabiki..:)

TV yoktu çocukluğumun bir döneminde.. Radyo tiyatrolarını dinlerdik ve herkes kendi anlayışına bakışına göre hayalinde canlandırırdı. Orhan Mesutoğlunun hazırlayıp sunduğu radyo tiyatrosunun dinlediniz diyerek kapanışı yaparken adımın söylemesi hoşuma giderdi.:)

Evimizin yanında yüksek bir bahçe duvarına çıkardım (tırmanmayı da ne seviyormuşum.:) geceleri ay'ı seyrederdim, çok severdim bunu, ve bir gün sana geleceğim derdim.:)

İleriye dönükte çok güzel hayaller kurardım ama hiçbiri olmadı. İyiliğin ve iyilerin gittikçe azaldığını gördüm yaşadığım sürece. Nankörlüğün vefasızlığın arttığını. İkiyüzlüğün, bir çok ikiyüzlülükten şikayet eden insanda olduğunu gördüm, ve anladım ki insanlık bu yüzden iyi bir yere gelemiyor, çünkü kimsenin aynada gerçek yüzüne bakacak cesareti yok, kendini kandırıyor, kayırıyor. Şu hayatta sadece 2 oğlum en büyük kazancım oldu bu hayatta. Böyle işte.:)

*******

b3ngü den 2 MİM  gelmiş, hemen cevaplıyorum.:)

Bu sefer ki mim konumuza gelince;
Bir lamba cini çıksa karşınıza,
"Dile benden ne dilersen sahip" dese, bir tek dilek hakkınız ve düşünmek için de 1 saatiniz olsa

1)Ne yaparsınız?
2)Ne dilersiniz?
3)Dileğinizi seçmeniz kolay olur mu?

1-Ufak bir tırsma durumu olurdu herhalde.:)
2-Çok sevdiğim, tatsız biten, haksız biten, bitmez sandığım, son nefese sandığım, çok sevdiğim kadının   herşeyi tüm gerçekliğiyle anlamasını, pişman olup dönmesini dilerdim.
3.Hem de çok kolay olurdu...çünkü sadece imkansız olanı dilerdim.

****************

2.MİM
Mim konusu: Tam şu anda, evet tam şu anda nerede olmak ve ne yapmak isterdiniz? Ve o yerde dilinize dolanan ilk şarkı ne olurdu? Ve resmini de koyun.

İstediğim o insanla heryerde olabilirim hiç önemi yok, yeterki olsun. Ama madem kural bir yer belirtmek..peki.


Dilimdeki şarkı ise..
Sensiz olmaz, sensizlik anlatılmaz...



Çok geç kaldığım için bütün arkaşlara bu mim ulaşmış sanıyorum. Ne yapsam bilemedim.
Mimlenmemiş ve mimleri seven arkadaşlar, sizleri MİMlemiş olsam.:)

21 Haziran 2011 Salı

DERYA ve NİHAT

Magazin olayını sevmem, fakat bu konuya değinmeden edemeyeceğim. Hele dün akşam Nihat denen kişinin terbiyesizlikleri, çiğliklerini görüdükten sonra. Survivor da bu kişinin ne kadar samimiyetsiz, yapmacık olduğunu görüyorduk ama finalde bu kadar çiğ ve kişiliksiz olduğunu ilk defa bu kadar açık gördüm ben şahsen. Tam olarak gerçek yüzü ortaya çıktı.

Şahsiyetsiz ya..Neymiş ödülünü yarısı ile yüzme okulu yaptıracakmış, Derya kırk yaşına gelmiş başkaları yetişmeliymiş..edepsizz.. ve anında Acun açıklıyor ki, meğer zaten en baştan anlaşılmış ödülünü yarısı ile bir hayır yapılacakmış.. Bir insan(!) nasıl bu kadar olabilir ya..

Şampiyon olmak uğruna Derya'ya aptalca şeylerle yüklenmesi.. Derya'nın denize neden girmediğini açıklamasına rağmen, korktuğunu kabul et rahatla diye terbiyesizliğe devam etmesi çok berbat geldi bana. Derya'da ki evliya sabrımıydı desem, aşırı saflık derecesinde bir tepkisizlikmiydi desem, her ne ise bravo diyorum onca haksızlığa rağmen o halde kalabilmesini..ben kalamazdım doğrusu.

İhtiyaç sahipleri için, ormanlar, doğa için, özürlüler için yapılan sms'ler dışında hayatımda ilk defa bu sms'e katılıp Derya'ya oy gönderdim. Duruşu, eşine olan sevgisi, saygısı, o kadar güzel artıları var ki. Şu sabrının bende olmasını çok isterdim örneğin..

Nihat Doğan denen bir garip insanın o çiğliklerini görünce şöyle bir düşündüm bu adamla birlikte olan ünlü şahsiyetleri..aslında nasıl şahsiyetler olduklarının daha iyi gözüktüğünü düşündüm...bu kişiyle olabilmek!!

Bir insanı tanıdığında çevresinin kalitesi hakkında da bir fikir edinebiliyor insan, veya çevresini, sevdiğini, dostunu gördüğünde de bunu anlamak mümkün olabiliyor.

Klavuzu karga olanın...

15 Haziran 2011 Çarşamba

AŞK VE RUH İKİZİ...


Aşk ve ruh ikizi, ruhun diğer yarısı konularında saatlerce konuşabilirim. Aşkı, ruhunun diğer yarını bulup bu sevdayı yaşayamamak zor. sonrası zor.
Bence gerçek Aşk nasıl anlaşılır biliyormusunuz. Yıllar geçiyor ve sevginiz saygınız azalmıyor tutkuya dönüşüyorsa, ayrı kaldığınızda onu hala özlüyor ve yanında koşmak istiyorsanız, her geçen zaman onsuz hayatın ne kadar boş olacağını düşünerek geçiyor ve yıllar birbirini kovalıyor ama değişmiyorsa..bir tebessümü, içinizde adeta baharı oluşturuyorsa..eskiden acı kahveyi hiç sevmezken sırf o seviyor diye sizde seviyorsanız örneğin..siz ruhunuzun diğer yarısını bulmuş onunla yaşıyorsunuz demektir. Ve bu dünyanın en şanslı insanlarındansınız demektir.


Bir de; Diğer yarısı sandığınız insanlar sizi enkaza çeviriyorsa, ve gittikçe kendi içinizde yalnızlaşıyorsanız, sevmekten korkar oluyorsanız, umudunuzu yitiriyorsanız buna izin vermeyin sakın. Bir sevdiğim şunu diyordu, "insanlığı seviyorum ama insanları hayır".. İnsanlar çok hoyrat, çok can yakar çok vefasız oldu, bunun için yapacak birşey yok, tek şey şu olabilir..herkes yaşadıklarını hayat tecrübesi potasında yok etmesin..umudunuzu yok etmeyin. Kötü diye bir başkasını eleştiren insanlar aynısını ne rahatlıkla yapabiliyorlar. Herşeyin en güzelini hak ediyorsunuz bunu unutmayın.
 ---
Bu yazıyı bir blogcu arkaşa yorum olarak yazmışım az önce okudum. Üst paragrafta yazdıklarımın sonuna kadar katılıyorum..
 
Fakat diğeri..yazması kadar kolay olmuyormuş. Ruhumun diğer yarısı, kalbimin ve hayatımın tek ortağı sandığınız biri tarafından yerle bir edilmek sonrası bu enkazdan dirilmek... Çünkü inancınız çok kötü sarsılıyor..böylesi bir hayal kırıklığı sonrası neye inanacağınızı şaşırıyorsunuz, bütün hayat ezberiniz bozuluyor. Tabiki bu kişiye göre değişir, yaşanana göre, içte yaşatılana göre değişir. Kimisi çok duygusaldır böyle olur, kimisi daha farklı bakar çabuk atlatır..yürek, bakış ve Aşk meselesi bu..ama tamam budur dedikten sonraki ve yaşanmış yıllar sonrasındaki hayal kırıklığıyla kalmak, atlatmak kesinlikle kolay olmuyormuş.

Yıllarca beklediğiniz ve tüm boşlukları ve hayatınızı doldurduğunu düşündüğünüz birinin yarattığı boşluk tarif edilir gibi değil.
Şarkıda dediği gibi..gittikten sonra kalbinize lokma Aşk girmiyorsa, giremiyorsa...
Yıllar geçse bile tek bir an aklınıza geldiğinde, yüzü, bir mimiği, gözünüzün önüne geldiğinde boğazınızda bir düğüm oluyorsa yutkunuyorsanız...her anının debreşmesinde bir yerlerinizin kanadığını görüyorsanız...tüm dokunuşları haram saydıysanız artık... o sizi bıraksa bile, mantık hadi hayata devam derken, bir yerler olmuyor işte diyorsa...aşkı yaşarken volkan sıcaklığını tadan kalbiniz kutup soğunu yaşıyorsa, yüreğiniz ve gözleriniz döktüğü yaşlarda birbiriyle yarış ediyorsa..sonrasında sadece böylesi bir özleme tutuklu kalıyorsanız..ağırlaştırılmış müebbete mahkum gibi hissediyorsanız...kolay olmuyormuş.

Uzun zamandır bu konularda yazmıyordum, yazamıyordum..isteyerek olmadı....

12 Haziran 2011 Pazar

YİNE AMCA OLDUM...

2 Numaralı kardeşimin oğlu oldu dün. Fakat 7,5 aylık olunca herkesi bir korkuttu. Şu an küvezde kendi başına solumunu yapabiliyor, ve şükür anneside kendisi de iyi. Adını Ömer Berk koymuşlar.

Bu kardeşimin 18 ve 16 yaşlarında iki erkek oğlu var ve bu uzun aradan sonra bir erkek oğul daha geldi ailemize.. Biz ufak bir sülaleyiz. Benim 2 oğlum var Allaha şükür, bu kardeşimin 3 oğlu olmuş oldu, 3 numaranın iki kızı var birde 26 yaşlarında henüz bekar olan bir erkek kardeşimiz var. Ne güzel büyük bir aile oluyoruz..inşallah ilerde hep bir arada yemekler yer, sohbetler eder, birlik, dirlik, huzur içinde oluruz.

Resim alıntıdır yanına gidemedim henüz.

8 Haziran 2011 Çarşamba

DENEMELERİM...

Son zamanlarda neleri kaçırıyorum diye düşünmeye başladım. Ömrümün bir hayli kısmı ertelenmiş olarak geçti fakat son heba edilen 5-6 yılı tüm ömrüme bedel oldu. Kötü bir benzetme olacak ama bir doğa sever olarak sık rastladığım yılanın gömlek(deri) değiştirmesi olayını çok ilginç ve müthiş bulurum. Nasılda bir yenilenme çabasıdır o... Yenilenme ve değişim güzel şey, hele de iyiden güzelden yanaysa tabiki.

10yıllık bir pasaport çıkardım ve umduğum gibi olursa herşey Allahın izniyle sene sonuna kadar görmek istediğim ülkelere gitmeye başlayacağım. Bu arada da hiç yapmadığım şeyler yapmaya başladım.:) Yaşlanıyormuyum ne.:):p

Sarıyer sırtlarındaki Acar Sitesinde bir masaj salonuna gidip, sırasıyla buhar odası, türk hamamı, sauna vs. ve ilk defa masaj olayını denedim. Masaj güzel geldi, türlü türlü aroma kokulu masaj yağlarıyla, fakat daha güzeli olabilir diye düşündüm. Tavsiye ederim.


Bahçeşehirde Kübra Toksoy güzellik salonuna gittim belki çirkinlikten kurtulurum diye.:) Sadece yüz masajı yaptırdım. Bir tür eldiven takıyor ve yüzünüzde gezdirdikçe küçük darbeler hissediyorsunuz. Elektro Terapi Elektro Lifting Masajı diye birşey ve bunu sevdim, hem cilde iyi geliyor hem de şakak ve alında sinirleri gevşetici güzel bir etkisi oluyor. Kesinlikle tavsiye ederim.


Bakırköy Perihan Çicek Zayiflama ve Estetik Merkezine kavitasyon için gittim. Bu bölgesel incelme için ses dalgalarıyla yapılan bir yöntem. Spor yapıyorum ama bel göbek bölgesi inat ediyor.:) İşlem yapılırken kulaklarınız çınlıyor sürekli. Çok fazla etkili olmayacak gibi geliyor ama bir kaç seans sonra belli olur herhalde.