Hayat öyle bilinmeyenli tahmin edilemeyenli bir denklemki.. Yürürken önüne çıkan bir çatal yoldan hangisinin doğru olduğunu çoğu zaman bilemezsin. Fırtınalı bir havada yürürken birazdan düşecek olan yıldırımla az ilerde aynı zamanda aynı yerde çakışacağını bilemezsin. Biryerlerde birilerinin yaşadığın yere gelip hayatına anlam katacağını, veya birilerinin hayatının anlamını yok edeceğini tahmin bile edemezsin.
İnsan çoğu zaman hayata karşı çok savunmasızdır, çünkü hayatın içinde çok fazla şey bizim irademiz dışında gelişir. Bazen irademiz içinde olanlara karşıda biz yetersiz oluruz. Kimisi ne tutsa altın olur, kimisi neye elini atsa değersiz olur..ne nedendir bilemezsiniz.
Hayatın bir sürü renkleri varken sana neden gri veya siyah düşer anlayamazsın. Çırpınırsın inat edersin bende hakkım olan renkleri alacağım desen de nafile.. Beterin beteri var der bir nefes alırsın ama o nefes uzun süre tutmaz insanı bazen, görüyorsundur o renkleri, istersin. Güneşe bir oyun içinde değil doyasıya bakarak güzel görmek istersin, bir çiçeğin kokusunu, çimin kokusunu beyninde hissetmek hayattan zevk almak istersin ama oyun oynarak değil, gerçekten..
Bir ama(kör) insan gri rengi bile göremiyor, ona bunu tarif bile edemiyorsun, güneşi göremiyor sadece kokuları alıyor, yani sen şanssızsan o senden kat ve kat şanssız, sen çimenlerde koşabiliyorsun, masmavi denizde yüzebiliyor, derinliklerin güzelliklerini görebiliyorsun. Sen belki Aşkta şanssızsın fakat bir gün yaşarsan aşkının yüzünü görecek seyredeceksin doyasıya, doğan çocuklarınla oyunlar oynayabilecek melek yüzlerini görebileceksin. Göreceli olarak bu kadar şanslıyken yinede daha fazlasını yaşayanlar gibi neden olmayayım da diyeceksin, kafan karışacak, neden böyle oluyorki diyeceksin ama asla cevabını bulamayacaksın. Her açıdan eksik olan insanlar da sürekli hayat standartlarını yükseltmek için uğraşıyorlar vazgeçmiyorlar öyleyse benim daha iyisini istemem normal diyeceksin.
Bu ağacın manzara güzelliğini dalların kuruduktan sonra değil yaşarken yaşamaya çalışacaksın ama olacakmı görecekmisin bunun bilinmezliği ile yol alacaksın.
Şans, kader, kısmet diyeceksin ama ne nedendir çoğu zaman bilemeyeceksin.
Aslında bilmende gerekmez, bilmen gereken insan olmanın onuruyla elindeki güzelliklere sarılarak
şükrederek ama hayallerinden vazgeçmeden yaşamaktır. Olur veya olmaz, ama denedim dersin.
6 Mayıs 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 yorum:
Ya her deneme başarısız oluyorsa,
denemekten vazgeçersin
mesela maaşta böyle işte:)
300 alırsın ah 350 olsa dersin ne iyi olurdu falan:))) 3 ay sonra ah 400 olsaymış daha iyi olurmuş yetmiyo dersin:)))arz talep sürekli devam ediyor:)maaş arttıkça istekler ve ihtiyaçlarda ona göre artıyor:))) maaş ne alaka derseniz eğer,ilk maaşımı aldığımda böyle hissetmiştim:)))sürekli yetmiyordu:))))
hayat herşeye rağmen güzel,nasıl bakarsak öyle görürüz:)hep mutlu bakalım mutlu olalım inşallahhh:)))
sevgiler
Denemek başarmanın birinci şartı bence. Evet her şeye rağmen denemeliyiz...
bana göre hayatı hızlı yaşamayacaksın. o zaman ''zaman'' da çok hızlı ilerliyor....
hep yılmadan denıyoruz sonucu bazen bılerek denıyoruz:)paylaşım için teşekkurler..
Nazim Hikmet ne güzel yazmis Yasamaya Dair adli siirinde
Burada hepsini yazmasi uzun sürer.Yasamayi sevmek lazim.
Dantellerimi begenmissiniz.Cok mutlu oldum.Berlinden sevgiler...
sizin istediklerinizin başkalarının isteksizliği olmaması dileği ile
sevgiler..
Teşekkür ederim, bu değerli paylaşım için... Yaşamak için yılmadan denemek gerek ve daima umut etmek değil mi?
Sevgilerimle..
Yorum Gönder