24 Ekim 2009 Cumartesi

KLAVUZ..


Farkında olmalı insan, örnek aldıklarının, ölçülerine göre
bulduklarının insanlığından, doğrularından ve onu götürdüğü
noktanın farkında olmalı. Herkesin doğrusu başka denir bazen,
aslında bence bu herkesin yanlışı başka olmalı, gerçek ve doğru
çok başlı olmaz.İnsanlar menfaatine ve işine göre olanlara doğru
derler genede.

Hep şu örneği veririm bunun için, eğer siz bir iş adamı olursanız
işyerinize sendikayı sokmak istemezsiniz, adalete değil işinize
gelene bakıyorsanız genelde böyledir bu. Amaa eğer işçiyseniz
oraya sendikayı getirmeye çalışırsınız, güvenceleriniz ve maaşınız
fazla olsun diye. Hayatta böyle örnekler çoktur.

Klavuz meselesine dönecek olursak; evet herkes, hepimiz
örnek aldığımız, belki teslimiyet içine girdiğimiz insanlara
dikkat etmeliyiz. Dost olur, eş olur, örnek alınan herhangi
biri olabilir bu, acaba aşırı hayranlıklar ve teslimiyet bizleri
farkılılaştırabilirmi? Kendimiz olmaktan çıkmak mümkün
olabilirmi?

Hani boğazlarımızda seyreden tankerlere güvenli olarak
çıkmaları için klavuz kaptanlarımız vardır, en kestirme,
en emniyetli şekilde yardımcı olurlar. Peki insanların
klavuzları her zaman tehlikeli sulardan çıkmaya yardımcımıdır?

Güzelliklere, doğrulara, insani değerlere, vicdani olaylara,
ahlaka, edebe, adaba, saygıya, inanca değer veren,
sizi yanlışa değil, doğruya sevkeden insanlarmı hayran
olduklarımız, örnek aldıklarımız? Sizden alan, sizi yok eden
değil, size katan insanlarmı? Tabiki bunu tercih etmeyenler,
tercihlerini kargalardan yana kullananlarda var, bahsettiğim
gibi tercih edenlerde var. Kargayı kanarya görenlerde...

Farkında olmalı insan klavuzunun, tav olduklarının, hayran
olduklarının, dost dediklerinin...
Zira, Klavuzu karga olanın burnu şeyden(!) kurtulmazmış.

8 yorum:

Özgür dedi ki...

Biz kalvuzumuzu kendimiz seçtik. Başka bir deyişle çoğunluk klavuzunun karga olmasını istediği için biz azınlık kaldık.
Yanlışı bir kere yapmak hatadır.
İkinci kere yapmak dikkatsizliktir.
Üçüncü kez yapmak salaklıktır.
Henüz ikinci evredeyiz ama sadece burnumuz değil bütün vücudumuzla o pisliğin içine batmış durumdayız.
Özellikle bu açılım saçmalığından sonra eğer hala AQ parti meclise girebilirse de hakediyoruz demektir.

FERZAN dedi ki...

sevgili onuncu köyün adamı,yazı çok güzel yüreğinize sağlık,zevkle okudum,bloğunuza ilk kez noengel arkadaşımızdan zıpladım,ama iyiki de zıplamışım,bize de bekleriz,memnun oluruz,selamlar...(hazanmevsimi68.blogspot.com)

İ.x.İ.r dedi ki...

Ben bana kendim için lazımsam eğer kılavuza da gerek yoktur zaten..

sevgiler..

sufi dedi ki...

Kılavuz; eğer karga değilse; kendini eserleriyle ispat edecektir zaten.Bendeki benlikle ilgili önyargılarımı va yanlışlarımı bana yaşatarak öğretendir.
Sevgiler.

Unknown dedi ki...

Ne kadar güzel yazmışsınız abartısız ve yalın.Gündemi takip eden biri olarak neyse siyasete girmeyelim.Teşekkürler paylaştığınız için.

Sevgiyle kalın...

Adsız dedi ki...

Kesinlikle doğru. Klavuzumuz aynı zamanda hayat felsefemizi, yaşam standatımızı ve çevreye karşı duyarlılığımızı bile etkileyebiliyor. Ama doğru klavuzu nereden bulacağız işte bu gerçekten mesele bu devirde:)

Adsız dedi ki...

yazılarınız cok guzel.

MAYRI dedi ki...

ELİNİZE SAĞLIK...

<:))