8 Mart 2013 Cuma

BOŞANMAK...

Hayata dair yaşananlara rastladığımda okuyup birşeyleri anlamaya çalışmayı severim, bu nedenle bu hayat tecrübemi yazmak istedim.


1990 yılında evlenmiştim, ilk başta sorunlar çıktığında o zamanlar büyükler, "hele bir çocuk olsun herşey düzelir" diyordu, tabiki düzelmedi herşeyi daha çok içinde çıkılmaz hale getirdi. Ve istenen, hayal edilen hiçbirşey yaşanamadan yıllar geçmeye başladı. Normalde hanımlar çocukları için katlanır mutsuz evliliklere, burda erkek olarak ben katlandım. Çocuklar ufakken ayrılmadım, sırf çocukların hayatında kapanmaz bir iz kalmasın diye, ve sırf onlar daha sağlıklı olsun, aile ortamında olsun diye devam ettiğim gibi, sırf çocuklarım için her hafta ailemi pikniğe, gezmelere, her yere götürdüm birlikte gittik. Yıllar geçsin çocuklar büyüsün diye bekledim. Hem onlar büyüdü hem benim için dayanılmaz bir hal aldı evlilik. Boşanmak istediğimi söyledim. Hayatından memnundu çünkü sindirmek için hiç bir şey yaşatmadım, Allahımdan korktum, vicdanım elvermedi..bu yüzden kabul etmedi ama ben davayı açtım. Büyük oğlum 13 yaşlarındaydı, küçük oğlum 10 yaşlarında..büyük oğlum boşanmadan etkilendi, küçük oğlum daha pek aklı ermediği için çok etkilenmedi, ve anladımki 10 yaşından önce bunu yapmam lazımmış. Davalar uzun sürdü, zorluk çıkarmak için herşeyi yaptı, fakat çok şükür yıllar sürsede bitti. İlk işim kimliğimi değiştirmek oldu doğrusu, üstünde bekar yazan kimlik kurtuluşun yegane ispatı gibiydi.

Bir depoya koyduğum eşyaların arasında resim albümleri çıktı. Düğün resimleri, gidilen yerlerde çekilen resimler vs. Bakarken bir ömür film şeridi gibi geçiyor insanın beyninden. Bir yanlış tercihle kaybolan 22 yıl, fakat allah şükür 2 pırıl pırıl evlat..tek güzelliği. Ancak olan gerçekten çocuklara oluyor. Taraflardan biri iyi değilse hele, herşey çok daha zor oluyor. Sonrasında sırf çocuklarımın yakınında olmak, onlara hayat eğitimini vermek için tek başıma bir evde 2 sene yaşadım, okul çıkış yanıma geldiler, yedik içtik, sohbet ettik, gezdik. 2sene üst üste ege turuna çıktık baba oğul, ve her zaman yanlarındayım, onlar herşeyim.

Hayata dair özlemlerimi gerçekleştirmek, istediğim gibi bir yuvam olması için katlandığım bu yol çok yorucu bir yol oldu..içinde çok fazla zorluğun olduğu. Bazı mutsuz olup devam eden bay veya bayan arkadaşlarla sohbet ettiğimde, sonrasında ne yaparım, yalnız kalırsam, gibi korkuları var. Kimisi mutsuz ama paralı rahat ortamda diye düzenin bozmuyor, kimisi ekonomik bağımsızlığı yok diye..

Ben pişman değilim, tüm zorluklara rağmen. İstediğim gibi birşey kurarım veya kuramam Allah biliyor ama
katlanarak yaşamaktanda şansımı denemeyi tercih ettim. Bu aşamada insana en tuhaf gelen şeylerden biri düğün salonunda damatlık ve gelinlikle çekilen resimleri yırtarken hissedilen duygu oluyor. Artık hiç bir anlamı kalmayan o resimleri... Bir ömrü gömüp, küllerinden yeniden doğmaya çalışmak gibi..
İşte yaşanmadan asla bilinmeyecek bir duygu bu..