19 Mayıs 2011 Perşembe

BAHAR GELDİ NİHAYET..BEYİNDEKİ PİSLİKLERDEN ARINMA ZAMANI.!

Dün çocuklarımın yanına geldim Trakyada güzel bir yerdeler. Bu gün birlikte ufak bir göle balık tutmaya gittik. Etraftan kuru dallar toplayıp ateş yakarak yanımızdaki sucuklarla güzel bir piknik yaptık. Mayıs en güzel aydır, doğanın en güzel olduğu ay..heryer yemyeşil, ve bu ayda bülbüller gelir. Onları dinliyorum gözlerim kapalı.:) Birlikte doğada kısa bir yürüyüş yaptık, dereler aştık, sohbet ettik..Temmuzda ege turu için planlar yaptık. Bahar insana nasılda güzel bir enerji ve umut veriyor değil mi?

Umudu rezil edenlerin yaptığını bahar tamir ediyor adeta, hayat güzel be diyesi geliyor insanın. Aşağıdaki bir postuma sevgili sıradan bir balık yorumunda şöyle demiş..

"Kalbini yorduğuna, canını acıttığına değer mi? Taşıdığın canın kıymetini bil;başkası için canına dikenler batırıp kanatma. Sağ KAL."

Bugün gezerken bir kaç defa dikenler takıldı üstüme, mont bir kaç yerinden zedelendi ne gam..yaşarken yüreğinize takılan dikenlerin kanattığı yerler kolay geçmiyor. Böylesi bir ruh halinde yazdıklarım pek neşeli şeyler değildi doğal olarak. Bir arkadaş blogun çok kasvetli diye yazdı bugün..ne yapabilirim, ikiyüzlü olup içim kan ağlarken lay lay lom yapamıyorum ki bazıları gibi..insanım ben, ve benim içim sözüme, yaşantıma yansıyor, böyleyken kime neden şirin görünmeye çalışayım. Bir yara iyileşirken kanıyor ve acıyor..haksızlığın beyin tutulmasını yaşıyor insan. Allah vazgeçmeyi bilme şuurunu eksik etmesin benden, insan neyse o değişmez şuurunu..herşeyin bir nedeni var kendini kandırma, ahmaklığını var etmesin ben de..tercihlerin kişinin kişiliği olduğu bilincini de..

Sıradan bir balık çok haklı.... Bu bahar beyinde ve yürekteki pisliklerden dikenlerden arınmak zamanı. Hak et etme hayatın içinde bunlar olacak, yaş kaç olursa olsun güveneceğiz yanılacağız..sütten ağzımız ne kadar yansa da, buz tutmuş yoğurttan bile korkan hale gelsekte yinede güveneceğiz..tek duam hak eden biri olsun artık. Yine yıllarım rezil olsun istemiyorum.

Evet bahar geldi şükür, yüreği özgür bırakma zamanı, derin nefesler alma zamanı, bir defa geldiğimiz bu hayatı yaşamaya devam zamanı. Şimdi sizleri yakın zamanda gittiğim Yedigöller gezisinden fotolarla başbaşa bırakıyorum dostlar.:)




18 yorum:

Zıvanasız dedi ki...

Baharın tabiata ve doğal olarak bizlere de ivme kazandırdığı bir gerçek. Onca sarıya, yeşile, kokuya ve tada kayıtsız kalınmasın diye var edildi belki de bahar. Yenilenelim diye. Yeni ile eskiyi onarabilmek mümkün mü bilmem ama olsa olsa hayatın devam ettiği gerçeğini görmemize yarar belki.
Öte yandan Sıradan Balık' ın tespitlerine katılıyorum. Katılmak zorundayım yoksa her an kafama bişey fırlatabilir canım benim:)

NANİ dedi ki...

Ne güzel tatil fotoğrafları..
Allah içinize sindirsin çok güzel geçmiş olmalı geziniz!
Umarım tüm dikenlerden arınmış olarak dönmüşsünüzdür..

Saglıklı Mutfak Hilal dedi ki...

Mesut bey ben öğrendim ki bu dünyada vurdum duymaz olmak gerek. Çok hassas olunca hayatın dikenleri dediğiniz gibi acıtıyor ve kolay iyileşmiyor. Dilerim her şey gönlünüze göre olur. Sevgiler, selamlar

Banu dedi ki...

Çok güzel bir geçirmişsiniz harika:)) Bu ortamda insan herşeyden arınır... sevgiler...

mutfagabuyrun dedi ki...

güzel yorumunuz için teşkkk.herzamn beklerim.çorum- osmancık.iyi geceler.

mutfagabuyrun dedi ki...

güzel yorumlarınız için ben teşekk ederim.trakyadaki osmancığı bilmiyorum ama burası pirinciyle ünlü olan osmancık.D100 karayolu üstünde olduğu için büyük bir ilçe.bu arada blogunuz çok güzel.doğa resimlerini çok beğendim.herzaman beklerim bloguma.iyi günler.

Unknown dedi ki...

Selam
Ziyaretiniz ve yorumlarınız için teşekkür ederim
Hayatın dikenlerinden uzak güllerle bezenmiş bir gelecek sizin olsun Rabbim gönlünüze göre versin
selametle

♥ .* ღ .*ѕιуαн кєℓєвєк ♥ . ღ .* ♥ dedi ki...

mesut abicim merhaba nasılsın resimlerden görüldüğü üzre gayet iyi görünüyorsunuz. maşallah. evet Çok şükür bahar geldi. inşallah yüreklerle ve gönüllere de baharalar gelmiştir. sağlıcakla efendim :)

pelince dedi ki...

Böyle bir ortamda ne dert kalır ne tasa.. ne iyi yapmışsınız...
mutlu pazarlar...

BuRCu dedi ki...

Sadece yüreği değil aklı, mantığı, öfkeyi duygunun her türlüsünü özgür bırakma vakti galiba...

Blogunuzda yer alan fotoğraflar çok hoş, hele bazıları çok iyi yakalanmış.

Adsız dedi ki...

Temiz tutalım mı, o yüreğimizin derinliklerinde yatan saf ruhumuzu?
Ve yine temiz tutalım yüreğimizi; tıklatarak içine girdiğimiz her sevgiyi, bir sonraki zamanda nasıl görmek istiyorsak öyle yanmasını sağlayarak bırakalım o ateşi; söndürmeden, üzerine su dökmeden…
Ruhunu acıtmadan, bugünü karartmadan gülümsemeyi dene.
yediğöller e arkadaşlarla gitmiştim o evlerde 1 gece kalmıştık ama ne geceydi!:)
Keyifli, huzurlu, yarınlara gülümseyen yüzler gördüm ve gülümsedim.

NiLaY dedi ki...

Mesut Bey merhabalar, iade-i ziyarete geldim.. sizi yine sıklıkla takip ediyor keyifle izliyorum :)
ben de gayet iyiyim, bu ara çekimlerimin çokluğu nedeniyle yorum yazmam azaldı ama takipteyim :)
siz de iyisinizdir inşallah.. keyifli bir hafta dilerim, görüşmek üzere..

Recep Altun dedi ki...

Merhabalar,

Nasıl ki bahar mevsiminde tabiat ana bir uyanışa geçiyorsa, bedenimiz de ruhumuzla birlikte bir uyanışa geçiyor. Bun hissedebilmek ve de yaşayabilmek için sağlıklı ve huzurlu olmak gerekiyor. Eğer bu ikiliden biri yoksa, hiçbir şeyin farkına varamazsınız. Sağlık var ama huzur yok, olmaz! Huzur var, sağlık yok! Yine olmaz! İlla ki her ikisi de olacak. O zaman herşeyin farkına varırsın, hissedersin ve yaşarsın.

Sağlığımızı da huzurumuzu da bozanlar hep aynı varlıklardır. Kim bu varlık? İNSAN...

En Güzel'e emanet olun ve sağlıcakla, huzurla kalın. Saygılarımla.

Zeugma dedi ki...

En güzelini yapıyorsunuz.
Sefanız olsun...
Özendim keyfinize :))

Esen kalın...

neselihaller dedi ki...

merhaba....ne kadar özendim size...fotoğraflar daha bir pekiştirmiş anlatımınızı...sevgiler

Adsız dedi ki...

Mesut bey, çok teşekkür ederim ziyaretiniz ve yorumunuz için..
Tatiliniz çok güzel, vaktiniz olursa Ilgaz ormanlarını da görmenizi tavsiye ederim..Selamlarımla..

deeptone dedi ki...

blogunuza arada geliyorum. sevdim de. gelirim bir ara daha düzenli. bugünlerde iş yoğunluğum var. bir de, genelde, okuru olmayan blogları okuyorum daha çok. birçok blogun tek okuru ve yorumcusuyum. bir, beş, on okurlu bloglara gidiyorum. yeni blogçu olduğum halde, yenileri okuyorum nedense. okur sayısı 100'ü geçenleri pek okumam. bir de okuduğum blogları sürekli değiştiriyorum. yazılarım ile yaşım arasında hiç bir bağlantı yok. inanılmaz bir kitap okuruyum. yazılarım, kişisel yaşantımı yansıtmıyor. kişisel değil blogum. makale tarzı yazmayı yeğliyorum. düşüncelerimi, gözlemlerimi yazıyorum yaşam, aşk, sanat hakkında. aşk hakkında yazmama rağmen, yalnız yaşıyorum. yazışırız zamanla. blogçuluğu hiç bırakmam.

Mia Wallace dedi ki...

mimlendin :)