2 Ocak 2010 Cumartesi

GÖNÜL GÖZÜ


Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın
şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın
yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan kız
çocuğuna: - Buraların yabancısıyım, demiş. Parkın hemen
yanıbaşındaki fırını arıyorum, çok yakın olduğunu söylediler.

Küçük kız, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra:
- Ben de buraya ilk defa geliyorum, demiş..
Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde.

Adam, küçük kızın da yabancı olmasına rağmen
bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez.

Kız: -Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz?
diye gülümsemiş. Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.

- iyi ama, demiş adam, bunların parktan değil de
tek bir ağaçtan gelmediği ne malûm?
- Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez,
diye atılmış kız. Hem biraz derin nefes alırsanız,
fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız.

Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra,
cebinden bir kağıt para çıkartıp teşekkür ederken
farketmişti onun kör olduğunu.

Küçük kız ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda
kesmesinden anlamış, adamın kendisini farkettiğini.
Işığa hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken

- Geçen yıl bir kaza geçirdim, demiş, görmeyi
o kadar çok özledim ki. Sizinkiler sağlam öyle değil mi?

Adam, küçük kızın tarif ettiği yerde bulunan fırına
yönelirken:
- Artık emin değilim, demiş.
Emin olduğum tek şey, benden iyi gördüğündür.

-------
Bu hikaye çok hoşuma gitti paylaşmak istedim. Gönül
gözü böyle birşey olsa gerek. Göz görmese bile bazı
şeyleri görebilmek... Bir insanı tanırken önce görsel
intiba oluşur, daha sonra nasıl biri olduğunu anlamaya
çalışırız. İşte sanırım burda o gönül gözü devreye giriyor.
Bazı insanların bu gözü çok kapalı oluyor,ne insandan
anlıyor, ne doğrudan... Bazı insanlar da öyle iyi görür ki
kelebek olacağını hissedip tırtıla bile sevdalanır...

23 yorum:

Aslısın dedi ki...

Çok güzel hikaye, sağol.
İş aracılığıyla, bir adamla tanışmıştım, Bill Gates'e koçluk yapmış. O demişti ki ben insanların yaydığı enerjiye bakıyorum, üzerlerine ne giydiklerine değil. Aslında bahsettiği senin burada söylediğin gönül gözüyle bakmaktı yada bir insanın yaydığı enerjiyi görmek ve gerçekten de insanın gözlerinin içine aynen öyle bakıyordu.

Sevtap dedi ki...

çok iyi yaptınızda paylaştınız emeğinize sağlık gerçekten çok güzel bir hikaye bu keşke bizlerde onlar kadar iyi görebilsek...teşekkürler...

Çınar dedi ki...

Bakıyoruz bakmasına da göremiyoruz birçok şeyi ne yazık ki. Görmek için,gerçekten görmek için gönül gözü açık olmalı.

"Bazı insanlar da öyle iyi görür ki
kelebek olacağını hissedip tırtıla bile sevdalanır..." Bu harika bir söz, bayıldım...

Sevgiler

icimdeki yolculuk dedi ki...

çok güzeldi gerçekten..

f.ferdi durusulu(günesinoğlu) dedi ki...

hikaye için tşk dostum
gönül gözü ile görmek
aşık veysel,aşık mecnunun yaşadıkları gibi ;
görmek midir?
bakmak mıdır ?
galiba anladığımızda
gönüle çıkacak o kapı...

emeğine sağlık...

Unknown dedi ki...

Ben de bu soz cümleyi çok beğendim ayrıca küçük hikayeyi de :)

"Bazı insanlar da öyle iyi görür ki
kelebek olacağını hissedip tırtıla bile sevdalanır..."

ramazan dedi ki...

hikayeyi daha önceden bilmeme rağmen sonuna kadar yeniden okumadan edemedim.
sevgi selam.

Dalgaları Aşmak dedi ki...

Daha önce okuduğum çok hoş bir hikayedir.Bu tür hikayeleri tekrar tekrar hatırlamak gerekir bence.Gönül gözüne bir katkıda benden olsun.

"Aşık Veysel' in bir resmini çizerler."Bak" derler aşığa ;" çok güzel çizmişsin ama gözlerimi kapalı çizmişsin " der aşık resmin aşığına..."

Newbahar dedi ki...

Bazı yazılar vardır ki yorumlamak veya altına bişeyler karalamak sanki yazının sihrini bozar. Ben okudum ve payıma düşeni aldım.
Çok teşekkürler...

gülsen VAROL dedi ki...

Kozamın içinde yaşamayı sevdiğimden midir bilemem ben tırtıl olmayı kelebek olmaya yeğlerim..
Dolup dolup taşan sevgi olmayan gönülde, "göz" ne arasın sevgili onuncuköyün adamı?
Sizde çok fazlasıyla olduğunu göremeyen kişilerde olmadığı gibi..

Türabi dedi ki...

Çok güzel bir öyküydü.Emeğinize sağlık..

Adsız dedi ki...

Merhabalar, size hitap ederken hep Onuncu köyün adamı diyorum. Çünkü bloğunuzun ismi de rumuzunuz da öyle, siz de çok benimsemiş olacaksınız ki, elbette herkesten hitap ederken böyle "Onuncu Köyün Adamı" şeklinde hitap edilmesini de istiyorsunuzdur. Ya da gönlünüz öyle arzu ediyordur, diyelim. Ben klavtye kullanırken asla kısaltmalara girmem, her şeyi böyle uzun uzun yazarım. Bloglarıma yaptığınız ziyaret ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim. "Sade bir hayatın peşine düşenler" bloğunu kafasını dinlemek isteyenler için devam edeceğim. Ne yazık ki resimler ve bilgilerin hepsi alıntıdır. Çünkü bizzat oralara gidip, inceleme yapıp, fotoğraflarınız da bizzat çekerek kendi yaptığım inceleme ve araştırma sonucu elde ettiğim şeyleri kendim derleyerek yazmak isterdim. Ama ne lakin oralara gidecek durumda değilim.

"Emin olduğum tek şey benden iyi gördüğün" yani bizimle paylaştığınız "Gönül Gözü" anlatınız var ya, bir harika, çıkarılacak alınacak o kadar dersler var ki, bu anlatı üzerine daha o kdar çok şeyler yazılabilir ki, önce size bu paylaşımdan ötürü, kaleminize, emeğinize, yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Çok teşekkür ederim. Çok güzel konular buluyor ve işliyorsunuz.

Gelelim Müzik ile ilgili sorunuza; Sizi daha önce böyle hiçbir şey yapmamış kabul ederek anlatmak istiyorum.

Malumunuz bloglarda kullandığımız şablon resimleri, müzik parçaları ve videolar, hep başkalarının serverlerinde kayıtlı 24 saat çalışan birimlerdir. Ben önce mp3 uzantılı müzik dosyasını bilgisayarıma yüklüyorum. Daha sonra "http://fileden.com" isimli müzik dosyası barındıran ve ücretsiz üye olduğum bu siteye, söz konusu müzik dosyasını "upload" yaparak yani yükleyerek dosyayı bu servere atıyorum daha sonra oradan yüklediğim bu müzik parçasının "URL" adresli HTML kodunu alıyorum.(Kopyalıyorum) Blogger deki bloğumun yönetim paneline erişerek, widget eklemek için eklenti komutunu tıklıyorum ve oradaki eklentilerden Java+HTML eklentisini tıklıyorum açılan pencerenin başlığına müziğin ismini yazıyorum. gövdesine de kopyaladığım müzik parçasının kodunu yapıştırıp, pencerenin altından kaydet butonuna basıyorum. Daha sonra bloğumu çalıştırdığımda. Bu müzik parçasını dosya ilgili serverden okuyarak hafızasına yüklüyor ve müzik parçası da böylece icra edilmiş oluyor. Yalnız bu müziğin icra edilebilmesi için müzik koduna bir player kodu ilave etmek gerekiyor. Ben aşağıya size bir kod yapıştıracağım siz bu kodu kopyalayıp alın ve dediğim gibi uygulayarak bloğunuza yapıştırın ve nasıl müzik icare edildiğini bir inceleyin:
KOD:


evet kod yukarıda buradan kopyalayın. Takıldığınız yer olursa hiç çekinmeden sorun her zaman seve seve yardımcı olurum.
Allah'a emanet olun, sağlıcakla kalın.

Mixx dedi ki...

Güzel bir hikaye..hiç birşey gönul gözunun gördüğünü göremez(:

Zeugma dedi ki...

Gönül gözüyle görmek böyle bir şey..

Bakar kör olmak vardır bir de..

Harika bir hikayeydi..

paşakızı mutfakta dedi ki...

Görmek ve bakmak ..Güzel hikaye .Paylaşım için teşekkür ederim..Yorumunuz içinde ayriyetten teşekkür ederim:) Sizi izlemeye aldım..SAYGILAR..

duygu dedi ki...

tüyler ürperten bir hikaye...
teşekkürler.

bilge dedi ki...

gözler vardır görmeyi bilmez gözler vardır.gönülden görür..gönül gözlerimizin kapanmaması dileğiyle paylaşımınız için teşekkür ederim...sevgiler

bir demet feslegen dedi ki...

Çok güzel bir hikayeymiş. Bakmak ve görmek arasındaki fark çok önemli.

aysema dedi ki...

Ne güzel bir öykü bu. Paylaşım için teşekkürler...

Adsız dedi ki...

Güzel bir yazı allah gönül gözü açık olanlardan eylesin. Çok tşkler ellerinize sağlık slmlar.

MAYRI dedi ki...

Çok güzeldi iyiki paylaşmışsınız....
<:))

Sevgi Damlalarım dedi ki...

ne güzell bir yazı bu masal gibi dinlendiren alıp götüren bir yazı sevgi lerrr

Adsız dedi ki...

çok harika bir öyküymüş sağolun paylaştığınız için.ilaç gibi geldi:)